-
1 prendre
Iv t1 saisir almak2 tenir -(y)a almak3 -den almak4 aller chercher gidip aramak, almak5 yerine koymak6 obtenir edinmek, ele geçirmek7 içmek, yemek [je'mec]8 nécessiter ayırmak, almak9 yakalamak10 tutmak11 yakalamak12 utiliser, faire bir şey yapmak13 prendre l'air hava almak14 prendre feu ateş almak15 prendre l'eau su almakIIv ifonctionner çalışmak -
2 parole
-
3 tour
In f1 construction kule [ku'le]2 gratte-ciel gökdelen [ɟœcde'len]3 aux échecs kule [ku'le]IIn m1 contour çevre [ʧev'ɾe]2 faire le tour de dolanmak3 promenade dolaş4 rotation çevirme [ʧeviɾ'me]5 astuce elçabukluğu6 jouer un tour à qqn birine oyun oynamak7 bon moment sıra bekleme◊C'est ton tour. — Senin sıran.
♦ à tour de rôle sırayla♦ tour à tour sırasıyla◊Il est tour à tour drôle ou triste. — O sırasıyla neşeli veya üzgündür.
8 dans une élection seçim turu9 évolution yol alma -
4 viser
-
5 gros
I1 large, épais büyük [by'jyc]2 corpulent şişman◊Il est devenu gros. — Şişmanladı.
3 çok [ʧok]4 grave büyük [by'jyc]5 vulgaire kaba [ka'ba]♦ un gros mot kaba bir sözIIn m fpersonne corpulente şişman1 çok [ʧok]2 en grand büyük [by'jyc]3 en grosa büyük boy◊C'est écrit en gros. — Büyük boy harflerle yazılı.
b yaklaşık [jakɫa'ʃɯk]◊Il y avait en gros deux cents personnes. — Yaklaşık iki yüz kişi vardı.
c toptan [top'tan] -
6 air
In m1 hava [ha'va]2 en l'aira yukarıyab dağıtmakc boş yere3 en plein air açık havadaIIn mhava [ha'va]♦ avoir l'air benzemek◊Elle a l'air gentille. — İyi bir kıza benziyor.
n mmus arya
См. также в других словарях:
söz almak — 1) konuşmak için toplantı başkanından izin almak, konuşmaya başlamak Toplantıda ilk olarak başkan söz aldı. 2) birinin bir işi yapacağını kesin olarak bildirmesini sağlamak İşimin yapılacağı konusunda bakandan söz aldım. 3) erkek tarafı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
söz — is. 1) Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil 2) Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük 3) Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi Yer yer… … Çağatay Osmanlı Sözlük
randevu almak — bir kimseden belli bir saat ve yerde buluşmak için söz almak, gün almak Adamcağız, samimi bir refah ve zevkle yeni bir randevu aldıktan sonra gitti. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
uhdesine almak — bir işi üstüne almak, yapacağına söz vermek, sorumluluğu altına almak Kulübün masrafını Türk azalar uhdelerine almışlardır. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
replik almak — (dişi) oyuncunun karşısındakinden kendi yapacağı espriye hazırlık mahiyetinde bir söz veya cümle almak Spritüel dostum Pişekâr ından dişi bir replik almış bir Kavuklu kadar sevinçli, gülümsedi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
teybe almak — söylenilen söz, müzik vb.ni teyp makinesindeki banda geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
arpa boyu kadar gitmek (veya yol almak) — (bir) pek az ilerlemek Tartışmadan beklenen olumlu ve yapıcı sonuca varmak söz konusu olunca orada bir arpa boyu yol alamıyoruz. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
komşu kızı almak, kalaylı kaptan su içmek gibidir — komşu kızını almaya karar veren, ailenin ve kızın durumunu, gidişini iyi bildiğinden içi rahat olarak bu ilişkiyi kurar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemi azıya almak — 1) at, gemi azıları arasına alıp etkisiz bırakarak süvarisinin yönetiminden çıkmak ve alabildiğine koşmak 2) mec. söz dinlemez olmak Kim var kim yok geldi toplandı. Derken her kafadan bir ses çıktı, kimi kâh nalına, kâh çivisine vurdu, kimi gemi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ödünçlemek — nsz 1) Ödünç olarak alınmak 2) dbl. Başka bir dilden söz almak, bütünüyle özümsemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ant verdirmek — 1) ant içmesini sağlamak 2) herhangi bir şeyi yapmaması için söz almak … Çağatay Osmanlı Sözlük